TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Türkiye, 2018 seçimlerinin ardından yüzünü 2019 Yerel seçimlerine dönmüştü. İzmir’de üç dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Aziz Kocaoğlu’nun aday olmayacağını açıklamasının ardından CHP’nin İzmir adayı merak konusu olmuştu.
Adaylık için en büyük alternatifler olarak Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç ve Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya konuşulurken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kadın bir aday istediği ifade edilmişti.
Parti kulislerinde CHP'de İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke'nin adının konuşulduğu ancak Kılıçdaroğlu'na muhalif olmasının adaylık şansını düşürdüğü konuşulmuştu.
Parti kulislerinde adaylık için konuşulan ikinci bir ismin ise daha sonradan Kılıçdaroğlu’nun isteğiyle anketlere ismi konulan Batı Anadolu Sanayici ve İş Adamları Dernekleri Federasyonu (BASİFED) Başkanı Seda Kaya Ösen olmuştu.
Bazı kesimlerce siyasete ilk adımını CHP ile atmasına kesin gözüyle bakılan Ösen, aday çıkmamış ve geçtiğimiz yıl ekim ayında DEVA Partisi İzmir İl Başkanı olarak atanmıştı.
Ösen’in DEVA tercihi, “sürpriz” bir tercih olarak görülürken Başkan Ösen, “Neden DEVA Partisi” dediğini Egepostası’na açıkladı.
“DÖRT KUTUPLU VE ÇOK SERT BİR POLİTİKANIN İZLENDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Türkiye’deki kutuplaşmış siyasete dikkat çeken Başkan Ösen, ülkede dört parti etrafında şekillenmiş sert ve ötekileştiren bir siyasi anlayışın hakim olduğunu ve DEVA Partisi’nin bu kutuplaşmış siyasetin aksine ılımlı bir tavır sergilediğini ifade etti ve “Benim bahsedilen adaylıklar için hiçbir zaman bir talebim olmadı ama anketlerde ismimin geçildiği ve karşılıklı görüşmelerin yapıldığı bir dönem oldu. Neden DEVA? DEVA Partisi’nde rol almamın sebebi şu: Ben şu anda Türkiye’de siyasi konjonktürün son derece kutuplaşmış, ‘ya bizdensin ya değilsin’, ‘ya tarafsın ya bertarafsın’ şeklinde karşılıklı dilin son derece sertleştiği ve hakarete vardığı bir sistemin oluştuğunu düşünüyorum. Bir tarafta CHP, bir tarafta AK Parti, bir tarafta MHP bir tarafta HDP gibi dört kutuplu ve çok sert bir politikanın izlendiğini düşünüyorum. Türkiye’nin şu anda yaşadığı ve insanların kendini umutsuz olarak tanımladığı ortamın, bu kutuplaşmış siyasi ortamın ve nezaketsizliğin bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Burada sadece AK Parti’nin değil herkesin payının olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin bu darboğazdan çıkmasının tek yolunun, ana akım siyaset yapan, bir karşılığı olmayan, belli bir görüşe, zümreye ya da ideolojiye sırtını dayamış bir partidense daha çok demokrasiyi, demokratik değerlerini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerini kendine baz alan ama Türkiye’nin hayal ettiğimiz refahı hedefleyen bir partiyle olacağını düşündüğüm için DEVA dedim” dedi.
“SİYASİ PARTİLERİN HEPSİ BİR LİDER VE BİAT EDEN KİTLELERDEN OLUŞUYOR”
DEVA Partisi’nin farklı geçmişleri ancak ortak ideolojileri olan kişilerden oluştuğuna dikkat çeken Başkan Ösen, diğer partilerde görülen “lider” ve “biat” kültürünün DEVA Partisi’nde olmamasının da tercihinde etkili olduğunu söyledi ve “Biz farklı geçmişlerden gelen insanlarız. Hepimiz beraber siyaset yapıyoruz. Bizim demokratik olmak, birbirinin yaşam hakkına saygılı olmak, Cumhuriyet değerlerine ve Atatürk ilke ve inkılaplarına saygılı olmak ve iyi insan olmak noktasında birleşiyoruz. Ben bu açıdan DEVA Partisi’nin Türkiye için bir umut olduğuna inandığımdan dolayı DEVA dedim. İkincisi… Türkiye’de ne yazık ki siyasi partilerin hepsi bir lider ve biat eden kitlelerden oluşuyor. Ben bunun da değişmesi gerektiği taraftarıyım. Bizim partimizin en büyük farkı bu. Bizim bir genel başkanımız var. Ama DEVA Partisi, bir kitle partisi olma yolunda ilerleyen bir kadro hareketi aslında. Daha önce siyasete girmiş ya da girmemiş olan ama söyleyecek sözü olan, koltuklara katma değer katacak insanların el ele verdiği bir parti. Ben daha önce siyaset yapmadığım ve siyasi kültürümün de alışılagelmiş siyasete uymayacağını düşündüğüm için bana DEVA Partisi’nin daha uygun olduğunu düşündüm. Bizim en büyük avantajımız, genel başkanımızın repütasyonu. Çünkü Türkiye’de en uzun bakanlık yapmış insanlardan biri ve bu kadar uzun sürenin sonunda bir tane şaibeye bile isminin karışmamış olması ve AK Parti’ye oy vermeyi hayalinden bile geçirmeyen insanlar tarafından çok temiz ve düzgün bir siyasetçi olarak anılması bizim en büyük avantajımız” diye konuştu.